Menu

02 Haziran 2015

Çocuğunuzu Timsah Dolu Bir Havuza Atar mıydınız?

Yazının başlığı insanı korkutuyor değil mi? Eski Mısırlılar atarlarmış. Nedenini birazdan anlatacağım.

Korku denen duyguyu hiç bilmeseydim hayatım nasıl olurdu? Evet korku yaşamsal bir mekanizma ve tehlike anında kendimi korumak için gerekli hareketi yapmamı sağlayan bir duygu, doğru. Burada bahsettiğim korku ise beni ilerlemekten, büyümekten alıkoyan en önemli güçlerden biri.

Korma ki Başına Gelmesin !

Korkularımı düşündükçe onlara daha çok anlam yükleyip onlara tüm enerjimi verdikçe gerçekleşmelerini ne kadar da kolaylaştırıyorum. Hani eskiler derler ya "korktuğum başıma geldi" diye, bu aralar hep onlara "o zaman korkma da başına gelmesin" diyesim var.  Gelecekte neler olacak, yaşlandığımda nasıl bir hayatım olacak, benden sonra ailem ne yapacak, bu köpek galiba bana doğru koşuyor ne yapacağım, elektrikler kesik karanlık evde sabaha kadar tek başıma nasıl kalacağım.... Bu cümlelere sizin de ekleyecekleriniz var mı, umarım yoktur.

Kadim ırklar eski zamanlarda korku denen duyguyu Dünya üzerinde yenerlerse öldükten sonra ruhlarının daha üst seviyelere çıkabileceklerini keşfetmişler. Eski Mısırlılarda yaşamda olan herşey bir derstir ve insanı daha yüksek varoluş seviyelerine hazırlar. Bu yüksek seviyelere hazırlanmak için duygularımızın dengeli olması gerekir. Aydınlanma yolunda sağlıklı bir duygusal dengeye erişmek için korku duygusunun üstesinden gelmek gerekir.
Çocuklarına bu bilgileri öğretebilmek için o dönemlerde bir takım düzenekler hazırlarlarmış. Bunlardan bir tanesi de timsah dolu bir havuz. Yandan ki resimde gördüğünüz merdivenin başındaki çocuk günler öncesinden meditasyonlar, nefes çalışmaları ve başka hazırlıklar yaptıktan sonra A duvarının arkasında ne olduğunu bilmeden önündeki küçücük su dolu deliğe atlıyor. Suyun içinde ne olduğuna dair en ufak fikri yok. Ona tek söylenen suya girdiği yerden geri çıkamayacağıdır. Tek bir nefesi vardır.  Havuzun en altına kadar yüzüp kafasını yukarı ışığa doğru döndürdüğü anda timsahları görüyor. Sakin kalması ve bir çıkış yolu bulması gerekiyor. E noktasına doğru can havliyle yüzen ve dışarı çıkan çocuğa sınavı geçemedikleri söyleniyor. Başarısız olan çocuk günlerce yeniden çalışıyor, korku anında nasıl daha sakin kalması gerektiğini, düşüncelerini ve duygularını nasıl dengede tutabileceğini öğreniyor. Yeniden suya girmeli var olan başka çıkış yollarını bulmalı. Burada çocuğun bilmediği önemli detay timsahların bir gece önceden tıka basa doyuruldukları ve daha önce hiç kimseyi bu timsahlara kaptırmadıkları...

Günümüzde eski Mısır'ın korkuyu kontrol etme ve yok etme yöntemleri çağ dışı kaldı. Sevgiyi daha çok hissetmek, dışarıda fırtınalar kopsa bile içimizde dingin kalabilmek için şükür ki artık başka yöntemler bulduk. Doğru nefes almak, farklı meditasyonlar, şifa enerjileri ile çalışmak, imgeleme yapmak ve EFT teknikleri şifa yolumuzdaki yöntemlerden sadece birkaçı. Tek şart şifalanmayı kalpten istemektir. Eğer gerçekten istersek kendimiz olma yolculuğumuzda hayal ettiğimiz potansiyelin kat kat üstüne çıkabiliriz. Cesur insan korkmayan değil korkuya rağmen ilerleyendir.  Öğrenmeye, güvenmeye ve keşfetmeye istekli olmanız yolunuzda size rehberlik edecektir.
Işığa ulaşırken hep sevgi içinde kalmanız dileğiyle.

Sevgiyle Şifa Olsun

Duygusal Şifa

Hiç yorum yok: