Menu

meditasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
meditasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Haziran 2015

Yaratmak Derken..


Aramızda hayal kurmayan var mı? Peki kurduğu hayallere ulaşmakta zorluk çeken var mı? İlk soruya hayır ikinci soruya evet dediğinizi varsayarak konuya giriyorum. Şimdi size desem ki hayal ettiğiniz yürekten arzuladığınız her şey mutlaka gerçekleşir. Üstelik bu yeni keşfedilmiş bir bilgi de değil. Sadece bunun için uymanız gereken bir prosedür ve uygulamanız gereken basit teknikler var. Detaylara girmeden önce anlaşılmasını istediğim bir konu var. Anlatacağım sistem iyilik üzerine çalışıyor. Ne dilerseniz dileyin isteğinizin bütünün hayrına olmasına niyet edin. Örnek vermek gerekirse çok beğendiğiniz ama sevgilisi olan biri var. Evrene ‘’Onu almasın beni alsın’’ mesajı göndermeden önce  o kişinin sizin için doğru kişi olmasına ve ilgili herkesin (bütün eş, dost, aile, akraba vs) en yüksek hayrına olmasına niyet edin. Aslında en güzeli ve doğrusu hayalinizdeki kişinin karakter ve fiziksel özelliklerini tanımlayıp, bütünün hayrına olmak üzere bu kişi ve daha iyileri hayatıma gelsin demenizdir. Bu şekliyle niyetinizin daha kısa ve doğru zamanda olacağını garanti edebilirim.  Diğer bir konu ise neyi, neden istiyorsunuz farkına varın, işte bu çok önemli. Çok para istemenizin nedeni nedir.? Gelecek korkusu mu? Çocuklarınızın geleceği için mi endişelisiniz? ‘’Çocuklarımın başarılı bir şekilde eğitimlerini tamamlayıp , kendilerini gerçekleştirecekleri severek yapacakları bir işte bolluk , bereket ve sağlık ile huzurlu bir şekilde yaşamalarına, kendi ailelerini kurmalarına ve bunları görmenin bana nasip olmasına, herkesin en yüksek hayrına niyet ediyorum demeniz (biraz uzun) ama yeterli olmaz mı?

Kendi Senaryonu Yaz
Ofiste bir iş arkadaşınız ile bir türlü yıldızınız barışmadı ve bu durum işinizi etkiliyor, performansınızı düşürüyor. İçinizdeki o bilge onunla aslında anlaşabileceğinizi uyumlu bir şekilde çalışabileceğinizi biliyor ama siz bir adım atamıyorsunuz. Önereceğim bu çalışmayı lütfen bir iki hafta boyunca her gün yapın. En uygun saat sabah uykudan ilk kalktığınız mahmur haliniz ile gece uyumadan önceki gevşemiş halinizdir. Öncelikle gevşeyip sakin, huzurlu, meditatif bir hal alın, önceki yazılarımızda bahsettiğimiz nefes ve meditasyon tekniklerini de uygulayabilirsiniz. Sonra, bu kişi ile kendinizi açık, uyumlu ve içten bir iletişim halinde iken düşünün. Zihninizde canlandırdığınız bu görüntüyü mümkün olduğunca hissetmeye çalışın. Eğer niyetinizde samimiyseniz ve gerçekten değişime açıksanız bir süre sonra ofiste ilişkinizin giderek kolaylaştığını ve akıcı hale geldiğini, o kişinin de giderek iletişimde daha uyumlu bir hal aldığını mutlulukla görürsünüz. Sonunda sorun öyle ya da böyle kendiliğinden herkesin yararına çözümlenmiş olacaktır.
Konusu ne olursa olsun kendi senaryonuzun yazım ve yaratım aşamasında, bizzat kendiniz tarafından engellenebilirsiniz. Yaratım meditasyonlarınız da, bilincinizin derinliklerinize daldığınızda karşılaşabileceğiniz gizli korkularınız ve onaylamayacağınızı düşündüğünüz inanç kalıpları ile karşılaşabilirsiniz. Böyle bir durumda yapabileceğiniz en doğru duruş korkulardan ve kalıplardan kaçmak yerine onlara bakmak, yüzleşmek, hissetmek ve yaşamaya çalışmaktır. Sonunda bu korkuların sizin üzerinizdeki olumsuz etkilerini yitirdiğini  göreceksiniz. Korkularımız hayatımızda yüzleşmekten kaçındığımız her şeyi ifade eder. Bir kez bütünüyle ve kendimizi tamamen bırakarak bu korkunun kaynağına derinlemesine inmeye, onunla yüzleşmeye cesaret edersek, o zaman o, gücünü tamamen yitirir.

Bazen de yaratım çalışmalarına başladıktan sonra isteklerinizin başka yöne doğru değiştiğini gözlemleyebilirsiniz. Niyetiniz değiştiğinde bunun farkına varın, eski niyetinizi artık gerçekten istemediğiniz konusunda kendinize izin verin ve başarısızlık duygusu yaşamadığınızdan emin olun. Yeni hedef için süreci tekrar başlatın.

Son olarak arzuladığınız hedefe ulaştığınızda işlemin tamamlandığını kendinize fark ettirin. Elinizi kuvvetli bir şekilde sıkın ve kendinizden kocaman bir aferini esirgemeyin. Desteklendiğiniz için evrene şükranlarınızı sunmayı da ihmal etmeyin. 

Hayallerimizi gerçekleştirirken yapılması gerekenleri özetlemek gerekirse;

1-    Hedefinizi belirleyin ve niyet edin.
2-   Meditasyonlarda ve günlük yaşamda net olarak o fikri ya da görüntüyü yaratın ve zaten olmuş gibi hissetmeye çalışın.
3-    Sık sık  hafif ve yumuşak bir şekilde üzerine odaklanın. (Fazla zorlayıp aşırı enerji yüklemeyin)
4-    Hayalinizin üzerine pozitif enerji yükleyin. (Olumlamalar yapın)

Kişisel senaryolarımızı bütünün hayrına yazıp geliştirmenin yanı sıra, bütün insanlığa, canlılara, doğaya olumlu, sevgi dolu katkılarda bulunmamız, elbirliğiyle kendi eşsiz sanat şaheserlerimizi yaratmamız niyeti ile..

Sevgiyle Şifa Olsun

DuygusalŞifa


02 Haziran 2015

Çocuğunuzu Timsah Dolu Bir Havuza Atar mıydınız?

Yazının başlığı insanı korkutuyor değil mi? Eski Mısırlılar atarlarmış. Nedenini birazdan anlatacağım.

Korku denen duyguyu hiç bilmeseydim hayatım nasıl olurdu? Evet korku yaşamsal bir mekanizma ve tehlike anında kendimi korumak için gerekli hareketi yapmamı sağlayan bir duygu, doğru. Burada bahsettiğim korku ise beni ilerlemekten, büyümekten alıkoyan en önemli güçlerden biri.

Korma ki Başına Gelmesin !

Korkularımı düşündükçe onlara daha çok anlam yükleyip onlara tüm enerjimi verdikçe gerçekleşmelerini ne kadar da kolaylaştırıyorum. Hani eskiler derler ya "korktuğum başıma geldi" diye, bu aralar hep onlara "o zaman korkma da başına gelmesin" diyesim var.  Gelecekte neler olacak, yaşlandığımda nasıl bir hayatım olacak, benden sonra ailem ne yapacak, bu köpek galiba bana doğru koşuyor ne yapacağım, elektrikler kesik karanlık evde sabaha kadar tek başıma nasıl kalacağım.... Bu cümlelere sizin de ekleyecekleriniz var mı, umarım yoktur.

Kadim ırklar eski zamanlarda korku denen duyguyu Dünya üzerinde yenerlerse öldükten sonra ruhlarının daha üst seviyelere çıkabileceklerini keşfetmişler. Eski Mısırlılarda yaşamda olan herşey bir derstir ve insanı daha yüksek varoluş seviyelerine hazırlar. Bu yüksek seviyelere hazırlanmak için duygularımızın dengeli olması gerekir. Aydınlanma yolunda sağlıklı bir duygusal dengeye erişmek için korku duygusunun üstesinden gelmek gerekir.
Çocuklarına bu bilgileri öğretebilmek için o dönemlerde bir takım düzenekler hazırlarlarmış. Bunlardan bir tanesi de timsah dolu bir havuz. Yandan ki resimde gördüğünüz merdivenin başındaki çocuk günler öncesinden meditasyonlar, nefes çalışmaları ve başka hazırlıklar yaptıktan sonra A duvarının arkasında ne olduğunu bilmeden önündeki küçücük su dolu deliğe atlıyor. Suyun içinde ne olduğuna dair en ufak fikri yok. Ona tek söylenen suya girdiği yerden geri çıkamayacağıdır. Tek bir nefesi vardır.  Havuzun en altına kadar yüzüp kafasını yukarı ışığa doğru döndürdüğü anda timsahları görüyor. Sakin kalması ve bir çıkış yolu bulması gerekiyor. E noktasına doğru can havliyle yüzen ve dışarı çıkan çocuğa sınavı geçemedikleri söyleniyor. Başarısız olan çocuk günlerce yeniden çalışıyor, korku anında nasıl daha sakin kalması gerektiğini, düşüncelerini ve duygularını nasıl dengede tutabileceğini öğreniyor. Yeniden suya girmeli var olan başka çıkış yollarını bulmalı. Burada çocuğun bilmediği önemli detay timsahların bir gece önceden tıka basa doyuruldukları ve daha önce hiç kimseyi bu timsahlara kaptırmadıkları...

Günümüzde eski Mısır'ın korkuyu kontrol etme ve yok etme yöntemleri çağ dışı kaldı. Sevgiyi daha çok hissetmek, dışarıda fırtınalar kopsa bile içimizde dingin kalabilmek için şükür ki artık başka yöntemler bulduk. Doğru nefes almak, farklı meditasyonlar, şifa enerjileri ile çalışmak, imgeleme yapmak ve EFT teknikleri şifa yolumuzdaki yöntemlerden sadece birkaçı. Tek şart şifalanmayı kalpten istemektir. Eğer gerçekten istersek kendimiz olma yolculuğumuzda hayal ettiğimiz potansiyelin kat kat üstüne çıkabiliriz. Cesur insan korkmayan değil korkuya rağmen ilerleyendir.  Öğrenmeye, güvenmeye ve keşfetmeye istekli olmanız yolunuzda size rehberlik edecektir.
Işığa ulaşırken hep sevgi içinde kalmanız dileğiyle.

Sevgiyle Şifa Olsun

Duygusal Şifa

30 Mayıs 2015

Kendimi Affetmenin 5 Kolay Yolu

Kızgınlık, küskünlük, hayal kırıklığı, hissettiğiniz insan kendiniz olunca, affetmeniz gereken kişi kendinizseniz eğer bazen bu iş zor olabiliyor. Kendi kendimizi yargılama duygusuna yapışıp kalabiliyoruz. "Hiçbir yere yetişemiyorum", "Keşke öyle demeseydim", "Keşke zamanında arasaydım", "Yeterince iyi değilim", "Benden dolayı tüm bunlar yaşandı" gibi duyguların içinizi yiyip bitirdiği dönemler oldu mu? Peki bu dönemleri nasıl aşacağız?

İçimdeki Beni Gördüm

Kendimi yeterli görmediğim, olanlardan dolayı kendimi suçladığım bir dönemde bunu nasıl aşacağım sorusunu sormaya başladım. Bu soruyu soruyordum çünkü bir tarafım da kendime bu kadar yüklenmemem gerektiğini söylüyordu. Ee bu durumdan nasıl çıkacaktım?

Hem o dönemde yaptığım meditasyonlar hem de Eckhart Tolle'un Şimdi'nin Gücü kitabında okuduklarım sayesinde birkaç cevap ve yöntem buldum;

1) Kendinizin masum yanını görün: Gözlerinizi kapatın ve kendinizi iki tane görün yanyana. Bir tanesi sizin yüksek benliğiniz ( yani içinizdeki o mükemmel parça) diğeri de sizin çocuk haliniz olsun, kendinizin 5 - 6 yaşlarınızdaki haliniz. Yüksek benliğinizle çocuk halinize bakın. Ne kadar masum olduğunu görün. O eğer yanlış bir şey yaptıysa bilerek yapmadı, saf, temiz duygulara sahip masum küçük bir çocuk duruyor önünüzde. O çok güzel, sevgi dolu ve sevilmeye layık. Yüksek benliğinizin içindeyken çocuk halinize doğru yürüyün ve O'na sarılın. O'na daha önce kimsenin vermediği kadar sevgi ile sarılın.

2) Anlayın ve kabullenin : Gözlerinizi kapatın ve kendinizi iki tane görün. Bir tanesi yüksek benliğiniz diğeri ise yaptığı şeyden hiç gurur duymayan, yaptığını beğenmeyen siz olun. Yüksek benliğiniz olarak affedilemeyecek olan size bakın O'na şu soruları sorun: "Bu kötü davranışı neden yaptın? Çok mu kırılmıştın, yaralanmıştın? Yoksa sebebi yalnızlık, depresyon, ümitsizlik miydi? Düşün lütfen sebebi neydi?" Bir sebep bulun, bulamıyorsanız eğer saydıklarınız arasından size en yakın olanı ve aklınıza ilk geleni seçin. Yaptıklarımızın daima bir sebebi vardır. Bu sebebi bulduktan sonra yapmanız gereken şey bunu görüp, kabule geçmektir.

3) Kendinizi sevin ve kendinizi serbest bırakın; Yüksek benliğiniz olarak bakın ve bu bakış açısı ile kalbinizi açın. Kötü gördüğünüz yanınıza gidin ve O'nu kucaklayın. Koşulsuz sevginin kalbinizden çıkıp O'nu sarıp sarmaladığını hayal edin. Belki sizi itiyor, size karşı geliyor olabilir. Olsun, bunu kabullenin yine de sevginizle O'nu sarmalayın ve O'na diyin ki "Bir hata yaptın, ama biliyorum ki özünde iyi bir insansın. Yanlışlar düzeltilebilir. Sana gönderdiğim sevgi bu yanlışları nasıl düzelteceğini gösterecek. Seni özgür ve serbest bırakıyorum. Bu sana hediyem ve sen şimdi yeni bir başlangıç yapabilirsin" Sonra bırakın yüksek benliğinizin kalbinden taşan sevgi kendinizi affedemediğiniz yanınızı yıkasın, temizlesin. Bu şekilde kalın ve o duyguların temizlendiğini görün.

4) 3. yolu her gün yapın: Ta ki kendinizi farklı ve daha iyi hissedene kadar.

5) Diğerleriyle aranızı düzeltin: Eğer mümkünse kırdığınızı düşündüğünüz insanlarla aranızı düzeltin. Kendinizi affettirin. Eğer samimiyseniz sizi anlayacaklardır.

Evren Asla Hata Yapmaz

Bizler insanız, herkes gibi hata yapabiliriz. Gerçek şu ki sizi sevgiden mahrum edecek, sevgisiz yaşamanıza sebep olacak hiç bir şey yok yapabildikleriniz/yapabilecekleriniz arasında. Hiçbir davranış, söz ya da düşünce affedilmez değildir. Ruhsal gelişim veya kişisel gelişim ( siz ne diyorsanız adına) önce kendimizi affetmekle başlıyor. Bunu her yönüyle tamamlayana kadar içinde bulunduğunuz sağlıklı ilişkilerde hatalar yaşayabilirsiniz.

Evren asla hata yapmaz. Yaşadığımız her an ruhsal gelişimimiz için bir fırsattır. Kendimizi sevmek ise bunun başlangıç noktasıdır.

Sevgiyle Şifa Olsun...

Duygusal Şifa

30 Nisan 2015

Demir Çubukla Topraklanılır mı?

Eskiden evlerde elektrik sistemini topraklamak için bahçedeki toprağa saplanmış bir demir çubuğa elektrik kablosunu bağlarlardı. Bir dönem böyle bir evde oturmuştuk. Sonra topraklı prizler çıktı, binaların elektrik sistemleri topraklanarak kurulur  oldu. Evdeki elektronik eşyalarda fazla yüklerinden bu şekilde kurtuldular.

Çok çalıştığım, çok stresli olduğum, doğadan, özümden uzaklaştığım zaman dilimlerinde birisiyle tokalaştığımda, merdiven trabzanlarını veya kapı kollarını tuttuğumda kıvılcımlar çıktığını fark ediyordum. Bildiğiniz elektrik çarpıyordu yani. O dönemde anneme ne yapcağım diye sorardım. O da "çıplak ayak çimenlerde dolaş" derdi. Çok da fazla nedenini düşünmeden yapar ve rahatlardım, stres böyle gidiyor derdim.

Bendeki Ampulu Topraklamak için 5 Dakika Yeter

Yıllar sonra kuantumla, enerji konularıyla iç içe olduğumda aslında her birimizin enerji olduğunu öğrendiğimde bendeki ampul yandı. Ampul biraz geç yandı ama hızlı öğrendim.

Çoğunuzun benim gibi büyük şehirlerde yaşadığınızı düşünüyorum. Çayır çimene, doğaya gidecek vaktimiz pek olmuyor. Eğer bahçeli bir evde oturmuyorsak bahçe işleri, toprakla uğraşmakta bir hayal maalesef. Peki ne yapacağız, nasıl topraklanacağız?

Negatif duygularımızın, düşüncelerimizin üzerimizde yarattığı etkileri, bu etkilerden kaynaklanan elektrik birikimlerini her gün sadece 5 dakika ayırarak evde oturduğumuz yerde de topraklayabiliriz. Evet doğru bildiniz vizyonlayacağız. Vizyonlamanın gücü ayrı bir yazı konusu. Yakında daha detaylı yazacağız. Her gün yapacağımız 5 dakikalık topraklama egzersizi ile tüm günü rahat, huzurlu ve sakin geçirebiliriz. İlk başlarda inanması biraz zor da gelse kaç senedir bu kıymetli 5 dakikaları yaşayan biri olarak söylüyorum gayet güzel çalışıyor bu sistem. Birkaç gün üst üste yapmayı bıraktığınızda günlük olaylara verilen tepkiler huzursuzluk, keyifsizlik, moral bozukluğu, kızgınlık olarak açığa çıkıyor. Topraklanmanın huzurunu daha önce yaşayan vücut doğanın o sakin, huzurlu gücünü içinde yeniden hissetmek istiyor.

Doğada yürüyüp zaman geçiremiyorsanız, toprakla, çiçek ekmekle, bahçe işleriyle uğraşacak bir ortamınız yok ise o zaman size günlük 5 dakikanızı alacak bir meditasyon öneriyorum.


Topraklanma Meditasyonu

Rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer bulun, iş yerinizdeyseniz tuvalete gitmek en iyisi. Evdeyseniz bulunduğunuz odanın penceresini aralayın, içeriye dolan mis gibi oksijeni hissedin.
Sonra yavaş ve derin nefeslerle rahatlayın. Nefes alırken 5'e kadar sayın, nefes verirken bu süre uzasın. 4-5 kere bu şekilde nefes alıp verdikten sonra sakinleştiğinizi, tüm vücudunuzun gevşediğini fark edeceksiniz. Kuyruk sokumunuzdan aşağıya dümdüz inen bir kordon hayal edin. Bu kordon oturduğunuz kattan binanın temeline oradan toprağa geçerek dünyanın merkezine ulaşsın ve magmaya demirlesin. Aldığınız her nefeste başınızın üzerinden pırıl pırıl bir ışık girdiğini ve bu ışığın tüm vücunuzdan, çakralarınızdan geçerek kordon boyunca akarak yeryüzünün merkezine ulaştığını düşünün. Işık sizi yıkasın. Üzerinizde bulunan tüm negatif hisleri, düşünceleri, duyguları bu ışık yardımıyla kordonunuzdan aşağıya gönderin. Bırakın yeryüzü onu yıkasın ve pozitife dönüştürsün. 5-6 dakika bu şekilde devam edin. Ve lütfen bu zaman içinde hep pozitif kalmaya gayret edin. Meditasyonun sonunda gözlerinizi açın, ne kadar huzurlu ve sakin olduğunuzu fark edin. (Karla McLaren)

Sevgiyle Şifa Olsun

Duygusal Şifa

28 Nisan 2015

Seni Korkutan Her Neyse Üzerine Git!


Başlığı okuduğunuzda aklınıza ilk ne geldi.? Başarısızlık, Ölüm, Fakirlik, Yetersizlik, Kedi, Cehennem...!! İlk düşünceniz nedir? Şimdi arkanıza bir yaslanın gözlerinizi kapatın ve korkunuzun başınıza geldiğini düşünün. Kan beyninize bir hücum etsin, soğuk soğuk terler dökün, eliniz ayağınız titresin. Tüm güvenlikli düşünceler, emniyet ihtiyacınızı bir kenara bırakın farzedin ki hayatla kumar oynadınız en kötü el size geldi, kaybettiniz ve kutunuzdan da korkunuz çıktı. 

Ben Bir Korkuma Dalıp Geliyorum..
Hikaye Osho’ya ait; Bir zamanlar, deniz kenarındaki bir kumsalda büyük bir parti yapılmış. Partiye yüzlerce insan katılmış ve bir anda hepsi tek bir soruya odaklanmış. Denizin derinliği ölçülebilir mi ölçülemez mi? Hikaye bu ya tam da o sırada tamamen tuzdan yapılmış  bir adam oralardaymış ve ‘’Bekleyin , siz tartışırken ben bir dalıp öğrenmeye çalışayım.‘’ İnsan içine dalmadan nasıl bilebilir ki?’’ demiş ve suya atlamış. Saatler geçmiş, günler,aylar geçmiş ve insanlar  beklemekten vazgeçmişler. Oysa tuz adam okyanusa daldığı anda erimeye başlamış dibe ulaştığında ise tamamen yok olmuş. Sorunun cevabını öğrenmiş ama geri gelememiş. Bunu bilmeyenler  uzun tartışmalardan sonra sorunun cevabına dair bir takım sonuçlara ulaşmışlar. Akıl sonuçlara varmaya bayılır. Sonuca vardığında rahatlar ama o denize girmeye korkar onun yerine karada kalıp felsefe yapar.Unutmayalım ki konu deniz olduğunda hepimiz tuz adamlarız. Kıyıda kalıp konuşmaya, akıl yürütmeye felsefe yapmaya bayılırız. Cesareti olan atlar o denize ve kendi tecrübe etmediği ve bilmediği hiçbir felsefeyi, aklı, cevabı kabul etmez.

İçindeki Bilge ile Tanış 
Korkunun o sevimsiz soğuk hissi bedenini sardığında içindeki bilgeyi acilen yardıma çağır. İstersen ona bir isim de verebilirsin. Hemen şimdi gel ve şu konuda bana yardım et diye seslen ona. Bir süre bekle cevap mutlaka gelecektir. Gelen cevabın kendini nasıl hissettirdiğine bir bak seni korkutuyorsa yanlış kişiye danıştın demektir. Beklediğin cevapla ilgili sana bir ipucu verelim. İçeriğinde huzur hissi ve akışta ol , akışa bırak, cesurca bir adım at, bir ağaca sarıl, kendi yolundan git, dağları ve rüzgarı hisset, meditasyon yapsan mı acaba gibi özünde seni iyi hissettiren felsefeler varsa bilgen ile birliktesin demektir.
Korkun ile yüzleşemediğin, ona dalmadığın zaman kişisel titreşimin çok düşüktür. Düşük titreşim etrafındaki  en basit olaylara bile takılmana ve daha da olumsuz deneyimleri kendine çekmene neden olur. Bu olumsuzlukları ve korkuyu inkar edip , üstünü kapadığında yaşaman gereken asıl deneyimi ıskalamış ve kişisel iradeni kontrol etmek , direnmek ve zor kullanmak için kullanmış olursun.

Yaşam Riske Girenlere, Tehlike İçinde Yaşayanlara Gelir.
Şüphesiz yukarıdaki cümlede fiziksel olarak tehlikenin kıyısında yaşayın mesela hızlı araba kullanın kumara başlayın gibi mesajlar vermek istemiyoruz. Kendin olman için riske girmen gerekiyorsa çekinme diyoruz. Kendin gibi olmak ne demek peki? Bu aralar TV de dönen bir kot reklamında 'Kendin olmak demek senden bekleneni değil içinden geldiğini yapmaktır.' mesajı vurgulanmış...Evet korkularımızın üzerine gidelim , bu yolda ilerlerken iç sesimizin, içimizdeki bilgenin rehberliğinde hareket edelim. Rumi'nin de söylediği gibi ''İçinde ilerle , ama korkunun seni hareket ettirdiği şekilde ilerleme.'' Kalbinizin sesini dinleyin, sorumluluğu alın ve coşkuyla deneyimin içine atlayın mesajını da biz ekleyelim.

Sevgiyle Şifa Olsun,

Duygusal Şifa

26 Nisan 2015

Ellerimizdeki mucize! Mudralar

Bu resimdeki basit el hareketini düzenli yaparsanız uykusuzluğu giderdiğini, hafızayı güçlendirip konsantrasyonu arttırdığını, öfke, histeri gibi duyguları giderdiğini söylersem ne dersiniz!

Doğuda binlerce yıldır kullanılani fiziksel, duygusal ve ruhsal vücudumuzun enerjisini etkileyen el hareketleri "mudra" olarak adlandırılıyor. Mudralar günümüzde halen özellikle yoga ve meditasyon başta olmak üzere hayatın her dakikasında kolaylıkla uygulanabilecek hareketlerdir.

Tüm çakralarımızın, enerji meridyenlerimizin bağlı olduğu ellerimizi kullanarak hangi hallerimizi nasıl etkileyebileceğimizi örnek resimlerle aşağıda bulabilirsiniz;

 1. Gyan Mudra
Bilgi mudrası. Başparmak ve işaret parmaklarını birbirine bastırarak uçlarında bulunan endokrin ve hipofiz bezlerini harekere geçirir. Günün her anı istediğiniz yerde yapabilirsiniz. Uykusuzluğa iyi geliyor, hafızayı, konsntrasyonu arttırır.



2. Prithvi Mudra
 Dünya mudrası. Yüzük parmak ucu ile baş parmak ucu birbirine dokundurulur. Yaşam gücünü arttırır, fiziksel ve duygusal zayıflıkları azaltır, cilde iyi gelir. Günün her anı yapılabilir.








3. Varuna Mudra

Su mudrası. Serçe parmağı ve baş parmak uçları dokundurulur, diğer parmaklar dik durur. Duyguların dengelenmesine yardım eder, krampları rahatlatır, adet dönemlerini ve hormonal durumları düzenlenmesine yardımcı olur. Gün içinde 3 defa 15 dakika yapılabilir.






4.  Vayu Mudra
Hava mudrası. Başparmak ile kıvrılmış olan işaret parmağınızın üzerine bastırın, diğer parmaklar düz durur. Stresi azaltmaya yardımcı olur, sabırsızlık ve kararsızlık hallerini azaltmaya yardımcı olur. Gün içinde 3 defa 15 dakika yapılabilir.







5. Surya Mudra
Güneş Mudrası. Yüzük parmağınızı kıvırın ve ilk kıvrım yerine başparmağınızla bastırın. Diğer parmaklar dik durur. Troid bezini uyarır, kilo alımını azaltmaya yardımcı olur ve iştahı azaltır, hazmı kolaylaştırır, stresi azaltmaya yardımcı olur. Günde iki kere 5 - 15 dakikalık pratikler yapılabilir.







6. Prana Mudra
Yaşam mudrası. Serçe parmak ve yüzük parmak ucu başparmak ucu ile birleşir. Diğer parmaklar dik durur. Yaşam gücünü arttırır, zihin, beden ve ruhu güçlendirmeye yardımcı olur. Yorgunluğu azaltır, motivasyonu arttırır. Gün içinde her zaman yapabilirsiniz.







7. Apana Mudra
Sindirim mudrası. Yüzük ve orta parmağınızı kıvırın ve başparmağınızı üstlerine dokundurun. Diğer parmaklar dik durur. Boşaltım sisteminin çalışması yardımcı olur. bağırsak hareketlerini uyarır. Günlük 45 dakika pratik yapılabilir.







8. Apana Vayu Mudra
Kalp mudrası. İşaret parmağı baş parmağın avuçiçi köküne dokunurken, orta parmak ve yüzük parmağı uçları başparmağın ucuna değer. Serçe parmağı dik durur. Kalbi korumaya yardımcı olur, gaz giderir. Günde iki kere 15 dakikalık pratikler yapılabilir.







9. Linga Mudra
Isı mudrası. İki elin parmakları birbirine sarılır, Sol elin başparmağı yukarı doğru dik duruken sağ elin başparmağı ile etrafı sarılır. Vücuttaki ısıyı uyarmaya yardımcı olur, vücudu dengeler. Akciğerleri güçlendirir, balgam ve tıkanıklığı azaltmaya yardımcı olur. Gün içinde her zaman yapılabilir. Isıyı arttırdığı için çok fazla pratik edilmemesi iyi olur.


10. Shunya Muda
 Boşluk mudrası. Orta parmak kıvrılır ve baş parmak orta parmağın ilk kıvrım yerine bastırır. Diğer parmaklar dik durur. Kulak ağrıları için oldukça etkili olabilir. Zihinsel bilişi arttırır. Günlük 40-60 dakikalık bir pratik yapılabilir.








Tansiyonunuzun dengelenmesine yardımcı olabilecek bir hareket de yüksek tansiyonda orta parmağınızın kökünden ucuna doğru masaj yapmanız, düşük tansiyonda ise orta parmağın ucundan köküne doğru masaj yapmanızdır.

Mudralar tabii ki modern tıbbın yerine geçmez. Kaynak http://www.wakingtimes.com/2015/04/25/mudras-the-healing-power-of-your-hands/

Sevgiyle Şifa Olsun...

Duygusal Şifa

11 Nisan 2015

Bugün Blog’da Temizlik Var..


’Karma’ kelimesi size neyi çağrıştırıyor.?  Eğer aklınızdan ‘’Eden Bulur’’ tarzı cümleler geçiriyorsanız olaya biraz daha geniş bir açıdan bakmanızı tavsiye edeceğim. Önce ‘’Karma’’ kelimesinin wikipedia daki tanımına bakalım. Karma, Sanskrit dilinde “yapmak, eylemek, bir fiilde bulunmak” anlamındaki “kri” sözcüğünden türetilmiştir. Karma sözcüğü farklı sözcüklerle birlikte kullanılarak, karma yasası, karmik plan, karmik telafi gibi farklı anlamlara gelen terimlerin oluşturulmasında kullanılmıştır der wikipedia. Yani aslında olayın temelinde aksiyon var. Yaşamlarımız  boyunca aldığımız kararlar , eylemlerimiz ve duygularımız da karmamızın  tam orta yerinde duruyor.
Peki olumsuz duygular ,negatif düşünceler ve Acı kötü karmaya , olumlu düşünceler ve mutluluk hali iyi karmaya neden olur nerden geldi bunlar başımıza sorusunu sormak yanlış mı olur? Tabi ki olmaz.  Ancak burada karmayı nasıl edindik , geçmiş yaşantılarımızdan mı getirdik yoksa şimdiki yaşamlarımızda mı yarattık konusunu  tartışmayacağız. Sadece kendimizi  temizlemek için sessizlik yeminleri edip , inzivaya çekilme imkanımız olmadığına göre günlük yaşantımızda rutinimizi bozmadan nasıl temizlik yapabiliriz bir ona bakalım.  Aşağıdaki maddeler size aşina gelebilir. Yine de lütfen bütün önyargılarınızı bırakın ve önerileri bir deneyin.

Karmalarımızı  mis kokulu sabunlu sularla temizliyoruz.

 1.   Hemen şu an da sahip olduğunuz için şükrettiğiniz şeylerin bir listesini yapın ve onu görebileceğiniz bir yere asın.

2.   Sizi çok üzen birine onu affettiğinizi belirten bir mektup yazın (Göndermek zorunda tabiî ki değilsiniz. )

3.   İncittiğiniz birine ne kadar üzgün olduğunuzu anlatan bir özür mektubu yazın. Sizi bu şekilde davranmaya iten nedenleri  yazın. (Gönderme mecburiyeti yok)

4.   Bugün birine karşılıksız yardım edin ki  beklentiler denizinde acı içinde yüzen egonuz arada serbest kalsın.

5.    Eylemlerinizin arkasındaki niyetlerin farkına varın.  Egonuzu  parlatmak için sürekli ödül ve takdir mi bekliyorsunuz?  İstekleriniz gerçekten gerekli mi? Neden sürekli ihtiyaç ve istek halindesiniz? Cevaplarken kendinize ve başkalarına karşı dürüst olun.

6.    Günlük enerji çalışmalarınızı ve meditasyon yapmayı alışkanlık haline getirin.

7.    Nereye giderseniz gidin işin içine mutlaka karşılık beklemeden güzellik ve keyif katın. Her günün sonunda bir bakın bakalım o gün güzellik , keyif ve tutkuyu yaşattınız mı kendinize. ?

8.    Bu günden sonra artık diğerlerinin bizimle  ilgili ne düşündüğüne ve ne söylediğine takılmayalım. Lütfen sadece kendimizi etkilemek için uğraşalım başkalarını değil.

9.    Olaylar karşısında her zaman karşımızdakinin şapkasını giyerek karar vermeyi deneyerek  Empati ve merhamet duygumuzu geliştiririz  acıma duygumuzu değil.!

10. Birini etiketleyip yargılamadan önce  onun hikayesindeki  gerçeklerin ne kadarını bildiğimizi bir düşünelim.

11. Biri seni incittiğinde elinden geldiğince tepkisiz kal ve o kişiye seni ne kadar kırdığını sakince anlatmayı dene. Lütfen unutma doğru iletişim bütün kapıları açar. Ancak bu kişi yine de umursamadan hareketlerine devam ederse bilmen gereken tek bir şey var. O kişi gerçekten çok acı çekiyor ve bundan kurtulmak için bu şekilde davranıyor. Tabi ki bu acı silsilesini devam ettirmeye mecbur değilsin. Kendini her türlü zehirli düşünce ve davranış şeklinden koruma hakkına sahipsin.  Sadece bazen en iyi cevap ortadaki negatif enerjiyi daha fazla beslemeden  kendini o durumdan sakince ayırmaktır. Böylece döngü kırılmış olacak ve seni üzen olay ya da kişiye karşı kendini nötralize etmeyi başardığın da onunla aranızdaki karmik bağda iptal olacaktır.  

12. Son olarak lütfen hiçbir canlıyı incitme. Bu dünya da kocaman güzel bir aileyiz ve her birimiz birbirimize incecik enerji bağları ile bağlıyız. Tecrübelerimiz aksiyonlarımızın sonucunda yaşadıklarımızdan oluşuyor. Bütün döngü mükemmel bir şekilde kurulmuş.  Bunun idrakine vardığımızda hayatı nasıl mükemmel yaşayacağınızı bir düşünün. 


Karşılıksız bir şekilde iyi şeyler yaptığınızda bu size katlanarak geri geliyorsa iyi karmanız var demektir. Ne yapıyorsanız uygulamaya devam edin. Kötü karmanız varsa da temizlemek için var gücünüzle çalışın. Hepimizin kötü karmalarının temizlenerek bütünün hayrına olmak üzere ruhumuzdan uçmasını  ve el birliğiyle en kısa sürede nirvanaya ulaşmamız niyeti ile herkese güzel bir Pazar günü diliyoruz.

Sevgiyle Şifa Olsun
Duygusal Şifa





03 Nisan 2015

İlk Meditasyon Tecrübem


Eğer bu yazıyı okuyorsanız ya meditasyon yapmaya niyetiniz var ya da zaten yapıyorsunuz, ancak performansınız konusunda kafanızda sorular var. Merak etmeyin ilk seferde nirvanaya ulaşmanızı kimse sizden beklemiyor. Meditasyonun amacına ulaşması için tek şart var. Her gün düzenli olarak  sadece on dakika vakit ayırmak  ve kendinize rahatlamak için izin vermek.

İlk kez ne zaman meditasyon yapmaya başladığımı hatırlamak için önce zihinimi şöyle bir yokladım. Aradan geçen uzun zamana rağmen yaşadığım deneyimi hatırlamam uzun sürmedi. Sanırım 2007 senesi idi.  Son günlerde sıkça yaşadığım stresli bir iş günü akşamında kafamı biraz boşaltmak ve  işten gelen sevimsiz e-maillere bakmamak için kendimi zorlayarak internette geziniyordum. Evdeki kediciğin derdine deva olmak amacıyla kedilerde gaz problemini araştırmak için başladığım e-sörf , kedilerin insan psikolojisini nasıl etkilediği ile ilgili başka bir sitedeki yazıya, oradan da ruh sağlığımızı nasıl geri kazanırız içerikli başka bir siteye kayıverdi. Daha önce meditasyon yapmamış kişilere verilen tavsiyeleri ve zihni boşaltmak için  önerilen basit yöntemleri bir çırpıda okudum. Merak edenler ve meditasyon yapmaya başlamak isteyenler derlediğimiz bilgilere buradan ulaşabilirler.   

Akşam saatleri bizim ev için o günlerde de oldukça hareketli idi. Ev halkı ile o saatlerde buluşabildiğimiz için evin annesi olarak kendime ayıracak on dakikalık  boş zamanım olmazdı. Buna rağmen o akşam  mucizevi bir şekilde bir saatlik tek başına olma lüksüm vardı.  Başka bir zaman olsa televizyon karşısında serilip  CSI Miami seyrederek geçireceğim zamanı önce ılık bir duş sonra da meditasyon denemesi yapmak için ayırmaya karar verdim.

Uçuşa geçiyorum

Evde kendimi en sakin ve mutlu hissettiğim yer olan kitap okuma koltuğuma bıraktım. Anlatılan önerilerden Nefese Konsantre olma yöntemini seçmiştim. Gözlerimi kapadım. Ayak parmaklarımdan başlayarak yukarıya doğru anlatıldığı gibi derin nefesler ile sadece nefesime konsantre olarak gevşemeye başladım. Bacaklarım tamamen gevşemiş bir şekilde mide bölgeme gelmiştim ki kedi gelip kucağıma oturdu ve guruldamaya başladı. Kediye aldırmayıp görmezden gelerek nefes alıp vermeye devam ettim.

Önce gözümün önüne o gün işte beni üzen bir olay geldi ve birden midemde çok keskin bir ağrı hissettim. Şimdi detayını bile hatırlayamadığım bir olaya düşündüğümden daha çok içerlemiştim. Okuduğum yazıda ''gelen hislere ve düşüncelere aldırmayıp akıp gitmeleri için izin verin'' diye yazmışlardı. Zihnimi tekrar nefesime odakladım ancak düşüncelerim susmuyordu , biri gelip biri gidiyordu ne kadar zaman geçti bilmiyorum nefes almaya devam ediyordum ki birden biri bütün sesleri kıstı,  sesle birlikte zihnimde susmuştu  sanki . Kendimi bir süreliğine genişlemiş ve hafiflemiş hissettiğimi hatırlıyorum. Bu şekilde saatlerce kalabilirdim. Bütün stresim beyaz bir uçurtmaya binip gitmiş gibiydi. O derinlik duygusunun içinde iken beni kendime getiren kucağımdaki kediciğin sayesinde! ortamdaki havanın birden değiştiğini hissetmem olmuştu. Yavaşça gözlerimi açtım kendimi harika hissediyordum . Saate baktım sadece on dakika geçmişti. Gözlerime inanamayıp tekrar baktım evet sadece on dakikalığına uçmuştum.

Bir gün herkes meditasyon yapacak.!  

O günü izleyen günlerde birkaç kere daha meditasyon yapma girişiminde bulundum ancak aynı genişleme hissini bir süre yakalayamadım. Sanırım o gün gökyüzündeki rehberlerim stres topu halime acımışlar ve bu ilk deneyimi unutmamı istememişlerdi. Düzenli meditasyon yapma alışkanlığını ise işimden ayrıldığım dönemde kazandım. 

Artık seminerlerde , sohbetlerde ve çevremizde gözlemlediğimiz kadarı ile daha çok kişi meditasyona vakit ayırıyor. Özellikle Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde kendi merkezimizi ve dengemizi bulmamız birey olarak sorumluluğumuzdur. Kişisel dengemizi bulduğumuzda etrafımızdaki olumsuzluklarında bir şekilde şifalandığını göreceğiz. Her biriniz büyük bir binanın yapım aşamasında çizilen projesindeki temel direklerden birisiniz. Ne kadar fazla insan kişisel değişimi gerçekleştirirse bina da o kadar güçlü olacaktır. Kendimizi iyi hissetmek için ödül olarak her gün on dakika meditasyon yapmışız çok mu?

Sevgiyle Şifa Olsun..

Duygusal Şifa